Toplum, bireylere çeşitli bedensel özellikler doğrultusunda bir cinsiyet verir, bunlar: Hormonlarımız, cinsel organlarımız ve onları belirleyen genler.
Biyolojik olarak sadece ikiye, yanı kadına ve erkeğe ayrılan cinsiyet yoktur, bu iki kutuplar arasında da cinsiyetler vardır. Yalnız bir çok toplum, bu kutuplar arasında bulunan cinsiyetlere tahammül etmek istemez ve bireylerin net olarak erkek ya da kadın olmasını isterler. Bu durum, özellikle trans* ve interseksüel bireyler için oldukça zorlayıcıdır.
İnsan biyolojisi, cinsiyet ve bilim:
Çoğu insan, cinsel organların bir kişinin cinsiyetini belirlediğine inanır. Erkeklerin penisi ve kadınların da vajinası vardır. Gerçekte olan ise, insan biyolojisinin bundan daha kompleks olduğudur. Çoğunlukla kullanılan iki cinsiyet tanımlaması interseksüel bireyleri dışlamaktadır. Aynı şekilde, farklı sebeplerden dolayı cinsiyet değiştirme ameliyatı yapamayan trans* bireyler için de oldukça dışlayıcı bir tanımlamadır. Kadınların da penisi olabilir, örneğin interseks teşhisi konulmuşsa ya da trans bir kadın cinsiyet değiştirme ameliyatı yaptırmadıysa. Aynı şekilde erkeklerin de vajinası olabilir, örneğin interseks teşhisi konulmuşsa ya da trans bir erkek cinsiyet değiştirme ameliyatı yaptırmadıysa.
Kromozomlar:
Bizlere genelde, XX kromozomu taşıyan insanların kadın ve XY kromozomu taşıyan insanların erkek olduğu öğretilir. Fakat insan biyolojisi bundan daha komplekstir. Bahsedilen fikirde interseks teşhisi konulan insanlar tamamen dışlanır. Örneğin bir insan XY kromozomu taşıyabilir ve aynı zamanda vajina ile dünyaya gelebilir. Aynı şekilde trans bireyler de dışlanmaktadır çünkü onların kromozomları kendi cinsiyet kimliklerini belirlemez.
Hormonlar:
Genelde, östrojen baskınlığını kadınlarla ve testosteron baskınlığını erkeklerle ilişkilendiririz. Yalnız bilinmesi gerek önemli nokta, her insanın iki hormonu da içinde taşıdığıdır ve bunların farklı orantılarda olduğudur. Örneğin, insan vücudunda östrojenin en önemli formlarından biri olan estradiol, doğuşta biyolojik erkek olarak tanımlanan insanların vücutlarında da önemli fonksiyonlar taşımaktadır. Estradiol, cinsel uyarılma, sperm oluşumu ve ereksiyon için önemlidir. Trans bireyler cinsiyetlerini değiştirmek için çoğu zaman hormon tedavisine başvursa bile, bu tedavinin olup olmaması bireylerin cinsiyet kimliğini etkilemez. Yani, testosteron almayan bir trans erkek, testosteron almayı tercih eden bir trans erkekten daha az erkek değildir.
İkinci derecede olan cinsel özellikler:
Bir çok ikincil cinsel özellikler ilk görüşte görülebiliyor: Sakal, göğüsler ve ses tonu. Görmesi kolay olduğu için bu özellikleri insanların cinsiyeti hakkında tahminlerde bulunurken kullanırız. Fakat bu ikincil cinsel özellikler, kişilerin kendilerini biyolojik cinsiyetleriyle özdeşleştirdiği halde de çok değişken olabiliyor. Örneğin, doğuşta kadın olarak tanımlanan bireylerin sonradan kendiliğinden sakalı çıkabiliyor ve aynı şekilde doğuşta erkek olarak tanımlanan bireylerin hiç sakalı çıkmayabiliyor.
İnterseksüellik:
İnterseksüel bireylerin bedensel cinsiyet özellikleri net olarak eril ya da dişil olarak sınıflandırılamaz. Bu durum doğuşta ortaya çıkabilir, kendini sonradan da gösterebilir. Doğuşta interseks teşhisi konulan çocuklara çoğu zaman cinsiyetlerini net olarak eril ya da dişi yapmak amacıyla, doktorlar ve ebeveynler tarafından çeşitli ameliyatlar ve tıbbi tedaviler uygulanır.
Fakat bu tedaviler bir çok yan etkiye yol açabilir ve bebek yaşta belirlenen cinsiyet, kişinin cinsiyet kimliğiyle aynı olmayabilir. İnterseksüel bireyler sıkça kendi isteklerinin dışında gerçekleşen söz konusu tedavilerin acısını çekerler.
Last updated: 24.06.2020